Akarsuya bırakılan mektup

...

İncecikti gül dalıydı, dokunsam kırılacaktı. Dokunmadım kurudu.
Gitme! Sonbahar oluyorum sonrası hiç...

Sonbahar geldi eserekten. Rüzgar estikçe daha çok sarılma ihtiyacı duyuyoruz daha çok sevilmek. En çok bu mevsimde yalnızlığını hissediyor insan. Acizliği, muhtaçlığını. Gözlerimiz birilerini arayarak dolu dolu bakıyoruz etrafa. Ne istediğimizi çoğu zaman bilsek de rüzgar yutuyor kelimelerimizi. Anlaşılmaya olan inancımız o kadar azaldı ki konuşmaktan aciziz. Kelimeler beynimizde yankılanıyor...

Sonbahar olduk güneşin ne zaman gittiğini farkemeden. Tek tek dökülüyor yapraklarımız. Ansızın çıplak kalıp soğuyacağız. Bir umut bekliyoruz sevdiklerimizden bir umut...

Neden akşam oluyoruz tren kalkınca? Kırlangıçlar birden bire çekip gidince mendiller sallanınca neden tıkanıyoruz? Öyle çok acımasız ki öyle birden bire ki...

Bir süre sizi motive eden şeylere anlamsızca bakar oluyorsunuz sanki daha önce hiç onlar sizi mutlu etmemiş gibi..Susmaya olan ihtiyacımız konuşmaya oranla daha fazla.

Az önce ki çiçekler nasıl da diken diken! Gitme sonbahar oluyorum sonrası hiç...

Gelecek kaygısı taşıyan kaldı mı bilmiyorum. Kıyamete adım adım yaklaşırken içimizdeki karanlık daha da büyüyor. "Her şey iyi olacak " lafını Amir khandan öğrendik ama bilmek icraata geçmekten aslında çok farklıymış. Başlamak bitirmenin yarısı değilmiş. Her şeyi ansızın bırakınca anladım..

Artık çocuk değiliz susarakta bir şey diyebiliriz. Günler devlet alacağı, yıllar bir kadehcik buzlu rakı. Oyunlar oyuncaksı oyuncaklar eksi şarkı... Kavaklara oklu yürek çizip duran o çakı nerde şimdi nerde şimdi nerde o kan sarhoşluğu? Gitme sonbahar oluyorum sonrası hiç...

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Mutluluk Zamanı

Başımız Sağ Olsun

25. Yaşımdan Sevgilerle