Karanlık çökünce
Bütün gün sigara içmeyip akşam olunca sigara içme isteğime engel olamamayı kendime yediremiyorum. Saçma sapan şeyler yememek için de sigaraya sarılıyorum sanki. Karanlık çökünce içime dolan yalnızlığa ve boşluğa teselli bulamıyorum. Bu nasıl bir iradesizlik? Ne umuyorum sigaradan? İçince beni rahatlatmıyor da aksine çarpıntımı tetikliyor. Neden içiyorum o zaman? Bilmiyorum. Keyifliyken içtiğim günlerin tesellisini mi bulmayı umuyorum? Bana göre sigara ve alkol her zaman keyiften tüketilmeli. Oysaki bugünlerde sadece canım sıkkınken içmek istiyorum. Tiktokta görmüştüm biri yorgunum uykum var demek yerine Mutsuzum diyebilseydik her şey daha kolay (yada farklı tam emin değilim) olurdu diyor. Bu zaman öyle bir zaman ki insanların kendisine mutsuz olduğunu itiraf etmesi yeterince zorken bir başkasına itiraf etmesi pek mümkün değil. Herkesin başkasının zayıflığından fırsat kolladığı bir zamanda mutsuz olduğunu dile getirmesi bilemiyorum nasıl bir şey olur. Sonuç olarak ben kendime itiraf ediyorum. Mutsuzum. Bazen kendimi eleştirip çok mu abartıyorum sağlıklıyım ailem sağ koşabiliyorum diyorum. Ama param yok. Her şeyin para olduğu bir zamanda şurdan şuraya parasız gidemezken parasız hiçbir şey yapamıyorken mutlu olunabilir mi gerçekten? Mutsuzum derken tabiki de bütün gün ağlamıyorum tabiki de bütün gün yerimde hissiz bir şekilde durmuyorum ama mutlu da hissetmiyorum. Marketten bile istediğim şeyi alacak param yokken gerçekten mutsuz olmam anormal mi? Yıl olmuş 2025 yoksulluğun artmasının devam etmesini ben normal karşılayamıyorum. Hele bir şeyler olmak için bu kadar çabalarken kendimin yoksul olması bana çok garip geliyor. Neyi yanlış yapıyorum? Yada neyi yapamıyorum? Yerimde sayıklamamak için bir şeyler yapmaya çalışıp her şeyin minumumuyla yetinmeyi ne zaman bırakacağım? Başkalarının küçüklerini giyinerek büyü, dershaneye gideme evde çalış, örgün öğretim okuyama açıktan oku, spor salonuna gideme evde spor yap, koşu bandı alama dışarda koş, arkadaşınla yemeğe bile çıkama evine çağır evinde hazırla ye bla bla bla daha bunun gibi bir sürü şey... Refah içine yaşayan toplumları ve insanları örnek almak yerine bize ekmeğe muhtaç insanları örnek almayı öğrettikleri için sefil yaşantımıza tamah etmemizi ve şükretmemizi istediler. Bunlar normal değil arkadaşlar. Ben sefalet ayıp yada sefalet içinde yaşayan insanlar buna layık demiyorum ama herkes kendisine dönsün bir baksın hak ettiğimiz bu mu? En dipteyken atılan her adım insanı yukarı taşırmış. Zirveye ne zaman ulaşacağım?
Alıntı:
Sanki uzun bir yolculuğa çıktım ve ben yanıma hiçbir şey almadım
Sanki mühim bir işim varmış da ben onu yapmayı unutmuşum gibi
Eksikliğini fazlasıyla hissedebiliyorum
Sanki farkında olmadan bir şeylere veda ettim
İçimde beni endişelendiren bir burukluk var
Rahatsız eden kocaman bir boşluk var
Bilmiyorum belki de gelip geçici bir şeydir
Ya da ben bu aralar fazla duygusalım anlayamıyorum.
Yorumlar
Yorum Gönder