Anlatabilmek için mi Anlaşılmak için mi?
Öldükten sonra eserleri yayınlanan yada keşfedilen yazarlar var. Elbette öldükten sonra da hatırlanmak isterim ancak öldükten sonra keşfedilmek istemem. Şu an ben gelir kaynağım olarak yazmıyorsam da bunu yaşayabilmek için yapan insanlar da var. Onlar için öldükten sonra keşfedilmek demek sersefil bir hayat yaşamak demek. Benim için de hayallerimden birinin gerçekleşmemesi demek. Maddiyatın fark edilmek açısından bile bu kadar etkisinin olması beni üzüyor. Düşünsenize biri yazılarınızı beğense bile bunu düzenleyip yayınlayabilmesi için sizden para alması gerekiyor. Belki muhteşem yazıyorsunuz ama paranız yok. Sanırım ben orta seviyeli yazdığım için bu durum beni henüz kahretmiyor.
Huzursuzluktan huzurlu olmak diye bir şey var. Her şeyin sürekli sorunlu devam etmesi sizi iyi hissettirir. Bu tam olarak anlayamayacağım bir kavram. Sanırım değişime karşı direnmekle alakalı. Upuzun bir yolunuz var düz devam ediyor. Bir kaç kilometre sonra bir kavşağa bağlansa ve mutlaka bir yere dönmeniz gerekse ama nereye gideceğinizi bilmeseniz huzursuz hissederseniz. Ama yolun hiç değişmeden seyrinde gitmesi sizi rahatlatır. Yada belki de hayatında sadece hüzün olan birisinin mutlu olmakla baş edememesi gibi bir şey. Ömrünüz boyunca cephelerde savaşsanız ve barışın olduğu bir ülkeye gönderseler sizi o durağanlık sizi mutlu eder mi?
Genç yaşımda ölsem beni tanıyan herkesin kahrolmasını isterim. Ve bu acı umarım ki dünyayı da yok eder. Benim gibi biri dünyadan göçüp gittikten sonra dünyanın varlığının da devam etmesine gerek yok bence. Ne kadar düşünürsem düşüneyim bu siyasi ve dini düzenin değişmesi için bir şeylerin yok olması lazım gibi. Hani insanlar değişmeden dünya değişmeyecekse ve insanların da değişmek gibi bir niyeti yoksa ve bu gidişat zaten baştan hatalıysa yok edip baştan kurmak gerekmez mi? Bu evreni yaratan bizim yarattığı şeyi yok etmemize gerçekten seyirci mi kalacak? Bizler yarattığı evrenin bir parçasıysak o zaman bizler de evreniz. Bizi kendi parçasından yarattıysa o zaman bizde oyuz. İçimizde O varken insanlar nasıl kötü olabiliyor inanılmaz değil mi? Bizi şu an izleyip kahrolmuyor mu nasıl bu kadar kötüleştik diye? Belki de zaten böyle olacağını biliyordu ama başka şeyler yaratacağı için o şeyin parçası olup olmayacağımıza kendimiz karar verelim istedi ve bizi serbest bıraktı. Cennet cehennem 7 kat olsa içine sadece hangi seviye insan koyacağını seçmek için bizi bu sınav yerine göndermedi ya. Çok anlamsız olurdu. Hem zaten bir amacı var ki bizi yarattı. Sizin bilmediğinizi ben bilirim demiş. Bence neden yaratıldığımızı hiç kimse bilmiyor ama bazıları biliyormuş gibi yapıyor. İhtiyaç duyduğumuz takdirde bir şeyler alırız yada yaparız. Bize ihtiyaç duymasa yaratır mıydı? İlla ki vardır bir sebebi. Tek yaşam yeri şu an yaşadığımız Dünya değil. Başka yerlerle belki bir geçmişiz yada geleceğimiz var ancak şu an bunu bilmiyoruz. Her şeyi bilsek yaşamak bu kadar güzel olmazdı ki. Ne olacağını bilmeden bir umut yaşıyoruz. İnanıyorum ki her kimin mutluluk tanımı neyse ona uyacak bir yer bu koca evrende mutlaka var.
Aynı dili konuştuğumuz insanlarla anlaşılmak gibi bir derdimiz var inanılmaz değil mi? Bazılarıyla da konuşmadan anlaşabiliyoruz. Normal olmayan şeyleri nasıl bu kadar normalleştirdik nasıl oldu ne zaman oldu bilmiyorum. Şairler yazarlar anlaşılmak için mi yıllarca yazdı, anladıklarını anlatabilmek için mi? Bak ekimi de yarıladık şimdi ben bu kadar satırı kendimi anlatabilmek için mi yazdım sen o cahil kafana bir şeyleri tak hayatı sorgula diye mi?
Yorumlar
Yorum Gönder