Yaşamak

 " Eğer yaşamak kelimesinin manası her şeyden mahrum olmak ve ıstırap çekmekse, her an küçülmek ve bunu nefsinde her lahza  duymaksa, bir türlü aşamayacağı çemberin içinde durmadan çırpınmaksa, şüphesiz ben de benimkiler de en derin şekilde yaşıyorduk." (Saatleri ayarlama enstitüsü)

Bazen bir alıntı anlatmak istediğim her şeyi anlatıyormuş gibi hissediyorum. Özleştik sanki öyle değil mi? Yazmadan geçirdiğim günler mutlaka okuduğum kitaptan aktarmak istediğim bir alıntı oluyor ancak acıklıysa vazgeçiyorum. Sürekli ruh halimiz hüzünlü olursa yada yorgunum mutsuzum canım sıkkın lafları ağzımızdan düşmezse gerçekten de bir süre sonra acı bizi ele geçirir. Aslında hüngür hüngür ağlayabilirsiniz tabi okurken ancak ben yaşamıma böylesine ağır bir hüznü çekmek istemiyorum. Sonuç olarak buradayım ve yazmayı özledim. 

Akşam üzeri koşuya çıktım bu ara ayaklarım korkunç derecede ağırdığı için açıkçası keyifle çıkmıyorum ama yeni koşu ayakkabım gelince bu isteksiz ruh haliminde değişeceğine inanıyorum. Motive olmak için harika bir ayakkabıdan daha iyisi yoktur ayakkabı bağımlıları beni anladı bence. Aslında kullandığım koşu ayakkabısının model yüzü ben olmak isterim bazen insan kaynaklarına mail mi atsam diye düşünmüyor değilim. Benden daha sadık müşteri mi bulacaklar seve seve kullanıp herkese tanıtabilirim ayakkabılarını. Neyse bu fikir şimdilik dursun genel olarak pek bir değişiklik yok. Havadan olduğuna inandığım ara ara şiddetlenen bir boğaz yanmam var onun haricinde iyiyim. Almam gereken ama unuttuğum şeyler var liste yapmam gerekiyor. Yarın temizlik yapmam gerekiyor ne kadar heyecanlı ve değişik bir gün anlatımı oldu böyle. Burayı günlük gibi kullanmaktan vazgeçip acı da olsa kitap taslağı yazmaya devam etsem daha iyi olur bence. Yazdığım şeylerin tek düzeliğinden ben bunaldım şu an. Hani harika edebi başlayıp nasıl  boka sardırabilirsin gerçekten tebrikler. Burada duruyorum.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

AŞK Var mı? Varsa da Gerekli mi?

Daha iyiyim

Temmuza Girerken