Bitmeyen Çarpıntılar
Merhaba sevgilim Sana mektup yazmak istesem çok demode olurdu öyle değil mi? Her şey bir telefonun ucuna bakıyor çünkü. Yine de üzgünüm söyleyemediklerim için... Yağmur yağıyor biliyor musun? Hava bu saate kadar ikimizin hiç sevmediği kadar basık ve bulutluydu. Saatlerdir çarpıntım var. Yağmurun yağacağını bile bile salonun camlarını sildim. Kafamı oyalarsam bugünü hafif atlatırım sandım lezzetli bir kahvaltı yaparsam biraz toparlanırım sandım. Oysaki sadece seni özledim... Keten pantolonun bir küçük bedenini sipariş vermek içimden gelmedi. Açıkçası seninle alışveriş yaparken alırım belki diyordum. Seninle yapmak istediğim şeyleri sensiz yapınca mutlu olmuyorum. Hüngür hüngür ağlama isteğimi zor tuttum seni bekleyeceğim yazmak istedim yine de her şey yetersiz kalır gibi geldi. Akşam saatlerine tam havaya yaraşır bir rakı planı yapmıştık. Yağmur yağarken rakı içme fırsatını mayıs ayından sonra bir daha ne zaman buluruz ki? Rahatlayan midem sensiz yine davul gibi içime attıkla...