Kayıtlar

Haziran, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Temmuza Girerken

Bugün Haziran beklenmedik bir fırtına ile gitti. Adana'da kış yada sonbahar mevsimi dışında tanık olmadığımız bir rüzgar vardı. Başka şehirlerde bu fırtına çıkan yangınların körüklenmesine sebep oldu. Oldukça iç karartıcı bir gündü. Uykusuzluk beni çok yordu ve uykum varken yatamamak tetikte bekleyen öfkemi besliyor. Temmuz ayına giriyor olmak gerginliğimi daha da arttırıyor. Henüz bu kadar travmatik doğum günleri yaşamadan önce temmuz ayını çok severdim heyecanla beklerdim. Şimdi sadece bana yalnız hissettiriyor ve beni hüzünlendiriyor. Aslında küçükken de temmuz ayında sadece ağlamak isterdim bu isteğimi azaltan tek şey ikiz kardeşimin yanımda olmasıydı. Aslan bizimle aynı gün doğmadan önce tek hatırladığım doğum günümüzün ilk saatlerini (gece yarısı yani) İkiz kardeşimle ağlayarak geçirmemizdi. Henüz temmuz ayı travmalarımı öfkemi ve üzüntümü atlatamadım.  Bu yangına odun atanı da asla unutmayacağım ancak bu satırları yazıyor olmak beni öfkelendiriyor ve üzüyor yine de gerginliğ...

Değiştim mi Eksildim mi?

O kadar acıdan sonra değiştim mi eksildim mi bilmiyorum. Düşününce daha sakin bir insanmışım gibi biraz daha düşününce eksilmişim gibi. Neşemi mi kaybettim? Neyim değişti? Azalmışım gibi içim boşalmış gibi... Sevgiyle tekrar iyileşebilecekken merhemim yarım bırakılmış gibi... Neyim azalmış ama bilmiyorum. Hissettiğim iç burukluğu öz güvensizlik ne bilmiyorum. Kendimi savunmasız hissediyorum biri çekip vurmaya kalksa kılım bile kıpırdamaz gibi. Çarpıntılarım tekrar başladı...   Hayatımdaki tek sorun hiçbir zaman sadece ilişkim olmadı. Hayatım boyunca bir şeyler olabilme ve kendime bakabilme ihtiyacım sorun olarak sürekli nüksetti. Belki de artık bir şey değil hiçbir şey olmalıyım o zaman da kendime yetmek zorunda kalır mıyım?  Açıkçası sevdiğim adamın kanatları altında olup güvende hissetmeyi çok isterdim belki yardım alınca bir şeyler olma gayem de olmazdı. Emeklerimin karşılığını alacağımı bilsem de bu sürece tek başıma katlanmak zaman zaman zor oluyor. Biz kadınları hor...

Kafanızın İçinde

 Birini olduğu gibi sevmek yerine kafanızın içinde şekillendirdiğiniz kişiyi severseniz işler sizin hayal ettiğiniz gibi olmayınca sevdiğinizi söylediğiniz  kişinin değiştiğini yada artık sizi sevmediğini iddia edersiniz. O yüzden bazen ayrılıklar da  kafanızın içinde olur. Sesli söylemeye gerek duymazsınız. Tanıdık yalnızlık çökünce etrafınıza tanıdık bir huzur da gelir. Yalnızlık sizin neye ihtiyacınız olduğunu açık bir şekilde söyler. Tereddüt hissetmezsiniz. İhtiyacınız olduğunda yanınızda olmayan insanlara bir süre sonra ihtiyaç duymamaya başlarsınız.  Hayat sar başa yapıyor gibi hissettirse de aslında kocaman bir değişimin eşiğindesinizdir. Söylemek istediklerinizi artık söylemek istemezsiniz. Yazar diyor ya Her şey istediğim gibi olduğunda umarım hala hevesim kalmış olur diye işte tam o noktadasınızdır.  Artık hevesiniz kalmamıştır.  Verilen sözler tutulmamıştır. İstedikleriniz de değişmiştir.  O zaman ne diyelim içten sevenlere selam olsun biz ...

Başlıksız

 Bir şeyler iyiye gidiyor konuşabiliyoruz anlaşabiliyoruz derken saçma sapan bir konudan dolayı kavga edebiliyoruz. İlişkimiz ne zaman ciddi bir boyuta ulaşacak olsa bir sorun çıkıyor buradan da çirkinin ilişkimizi ciddi bir boyuta taşıyacak cesareti olmadığı ortaya çıkıyor. Kusursuzluk bekliyor sanırım yada ben eskisi kadar neşeli enerjik değilim diye sorunu kendisine yada ilişkimize yıkıyor. Yaşanan yıllardan atlattığım sorunlardan ve çabaladığım onca şeyden sonra ben artık daha sakin bir insanım. Çılgınlık yapacak enerjim eskisi kadar yok. Sakinim ama iyiyim. Huzurlu olmayı çılgın olmaya tercih ediyorum bu yıl. Hayatı daha güvenli bir alanda yaşamak istiyorum. Denizde açılmaktansa ayağımın yere değdiği sıcak kumlara basmayı tercih ediyorum. Hayat ne zaman tek düze ilerdi ki? Kim aynı insan olarak kaldı ki? Gelecek ay merkezi atama tercihleri olacak benim için çok zorlu bir 7 ay oldu çok heveslenip çok üzüldüm.  Ben bir ışığım. Güneşin parlayan o sıcak ışıkları benim. İçimde...